Dün akşam Aziziye mahallesinde, tüm kurulum masrafları Düzce Belediyesi tarafından karşılanıp hazırlanan çadırda, Sayın Faruk Özlü’nün hakkımızda hakaretvari sarf ettiği sözlerden dolayı bu gün bir çok kişiden telefon ve mesaj aldım.

Sayın Faruk Özlü;

Söyleyecek söz bitti mi, söz hakarete döner. Yürünecek yol bitti mi, millete karalama yapmaktan başka çaren kalmaz. Artık sende sana oy vermeyenleri ve beni teröre hizmet edenler olarak anlatmaya başladığına göre, senin de söyleyecek sözün, gidilecek yolun kalmamış demektir.

Ben, seçim yarışı başladı başlayalı, ”Bölmeyelim, kutuplaştırmayalım, dilimize dikkat edelim. Seçimdir, bu da geçer ama bizler hep yüz yüze bakacağız. Bu topraklarda birlikte yaşayacağız, düğünde, cenazede karşılaşacağız. Acı günümüzde birlikte ağlayıp, mutlu günümüzde birlikte güleceğiz” diyerek hep birleştirici bir dil kullandığımı düşünüyorum. Fıtratımda aksini yapmaya müsaade etmez zaten. Fakat üzülerek görüyorum ki sanki(!), anketler istediğin gibi çıkmayınca ve sanki(!), kaybetme korkusuyla hareket etmeye, saldırgan bir tutum ve üslup izleyemeye başlamışsın… Kendi kendine sinirlenmene, stres içine girmene sözüm yok, ama benim vatandaşımı germemeni, ayrıştırmamanı, hele hele terör örgütleriyle yan yana getirmemeni senden özelikle rica ediyorum.

Ne demiş Yunus Emre “Yaradılanı Severim, Yaradandan Ötürü…” Sana bir çift sözüm var, sen bize ne dersen de, biz senin hakkında söylemlerimizi değiştirmeyeceğiz, sen ne kadar bölmeye, ayrıştırmaya çalışsan da biz kimseyi bölmeyeceğiz, ayırmayacağız hep birleştirici olacağız. Unutma! Biz sadece bize oy verenlerin değil, tüm Düzce’nin Belediye Başkanlığına talibiz. Dolayısı ile sen kendine yakışanı yap, biz hep kendimize yakışanı yapacağız.

Ayrıca ne ben senin söyleminle terörist olurum, ne de sen benim söylemimle adam olursun...

Çünkü herkes iyi bilir ki; "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!".

Ömer Küçük

İyi Parti Düzce Belediye Başkan Adayı