Düzce Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye Vizyon Konferanslarının üçüncü hafta konuğu Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç oldu.
Düzce Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye Vizyon Konferanslarının üçüncü hafta konuğu Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç oldu. Düzce kültür Merkezinde gerçekleştiler program geniş katılımla yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Toplantılardaki amaçlarının Düzceli gençlerle Türkiye hizmet etmiş, Türkiyeye emeği geçmiş, fedakarlık yapmış devlet büyüklerini, sanatçıları, yazarları ve gazetecileri tanımaları onlarla bir araya gelmelerini sağlamak olduğu söyledi.
Cumhurbaşkanımıza Allah kolaylık versin
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, Bugün Cumhurbaşkanımızın işi ne kadar zor, Allah ona yardım etsin. Barış Pınarı Harekatını mı düşünecek, Amerikada ki delidir ne yapsa yeridir milletin ağzına aldığı adam bugün ne yaptı diye onu mu düşünecek, AByi mi düşünecek veya Rusyayı mı düşünecek. Türkiyenin kendi içinde ekonomik sıkıntılarını nasıl aşılacak, terörle mücadele nasıl olacak inanın bunlar parayla yapılacak işler değil. Başını rahat ve huzurla koyabilmenin milleti her gün daha ileriye götürmenin bir siyasetçi için ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. Rabbim ona yardım etsin, ona da onun arkadaşlarına da kademe kademe ferasetlerini artırmalarını başarılar ihsan etsin dedi.
Türkiyenin koynunda beslediği bir yılan ortaya çıktı ve Türkiyenin önünü kesti
Bülent Arınç Türkiyenin ekonomik hedeflerine ulaşmasını istemeyen iç ve dış güçlerin harekete geçtiğini belirterek, Dışarıdan Türkiyenin ABye alınmaması gerektiğini söyleyenler, Fransa, Alman ve diğerleri ile açık bir mücadele başladı. Arkasında da Türkiyede birileri harekete geçtiler. Özellikle 2010 referandumundan sonra yeni Türkiyede AK parti iktidarı yüzde 50yi almış önüne çok büyük hedefler koymuşsa bunun önüne geçmek lazım. Bunun önüne geçme sebepleri daha çok iç sebepler olarak gezi olaylarında ve bunun öncesinde başlayan bir takım operasyonlardı. Yani Türkiyede muhalefetin sokaklara taşması, meşru muhalefeti kastetmiyorum. Muhalefetin işi zaten iktidara gelmektir, iktidara gelmek içinde eleştirirler ve bütün meşru sayılacak Anayasal haklarını kullanabilirler. Ama sokağa taşmak, aşırı örgütlerin silah kullanacak düzeye gelmesi toplumun huzurunu ve güvenliğini ortadan kaldıracak düzeye gelmek gezi olayları ile biraz kendini gösterdi. Arkasından da şimdi FETÖ yani Fetullahçı Terör Örgütü diyerek artık mahkemelerinde ismini açıkça koyduğu ve 15 Temmuz 2016da hain bir darbe girişimi neticesinde kendini ortaya koyan örgütün yaptıklarını sayabiliriz. Türkiye o gece büyük bir facia yaşadı. Şehit ve gazilerimiz var. rejimi değiştirmek isteyenler silah kullandılar, meclis bombalandı, külliye bombalandı, insanlar bombalandı, 250den fazla şehit, belki 2 binden fazla yaralı. Türkiyeye maddi ve manevi zarara uğradı ama bundan daha kötüsü Türkiyenin koynunda beslediği bir yılan ortaya çıktı ve Türkiyenin önünü kesti. Bütün bunlarla daha güvenlikçi politikalara dönüldü. Bunların yargılamaları oldu, bunların kamuda varsa uzantılarının elbette önüne geçmesi için çalışmalar yapıldı. Benim son zamanlardaki bazı konuşmalarım bu süreç içerisinde hukukun, yargının, adaleti de gözeterek yapması gereken bazı çalışmalardır. Elbette darbe girişimine doğrudan katılan ve onları doğrudan ve dolaylı olarak destekleyenler en ağır cezaları almalıdır ki bu kadar şehitlerimizin kanı yerde kalmasın. Ama masumane biçimde böyle bir olayı düşünmeden duymadan aklına bile getirmeden şu veya buna sempati duymuş insanları da haklıyla haksızı birbirinden ayıracak bir mekanizmaya ihtiyaç var diye konuştu.
Arınç, hala 15 Temmuzda ne olduğunu söyleyemeyenlerin olduğunu belirterek, Refah gecesinde yaptığımı bir konuşmadan dolayı 4 sene 2 ay ceza aldım. 2,5 sene sonra beraat edebildim. Bugünde mağduriyetler var mı? var. Hem bir hukukçu olarak, hem de olayları yaşayan bir insan olarak meseleye bakıyorum. Şimdi benim karşımda mağduriyetini anlatan bir insana şunu soruyorum öncelikli olarak. 15 Temmuzda yaşanan olay sence nasıl bir olaydı? Ağzını geviliyorsa bu adamda iş yok diyorum. Ama derse ki 15 Temmuzda hain bir darbe girişimi yaşandı bundan dolayı şehitler var gaziler var Türkiye büyük bir zarar gördü o zaman anlat seni dinleyim diyorum. Ama inanın birincilerde az değil. Hala 15 Temmuzda ne olduğunu söyleyemiyorlar. Hala 15 Temmuzda dahli olduğunu bildikleri büyüklerine laf geçirtmiyorlar. O zaman bu insanların mağduriyetinden nasıl bahsedeceğiz. Evet onlar öyle ama gerçekten mağdur olanlarda var. Bende bu mağdurlardan birisiyim. En yakınlarımdan insanlar mağdur edildi, ama şimdi adalet tecilli ediyor şeklinde konuştu.
İnşallah hatalarından vazgeçerler
Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacanın parti kurma çalışmaları ile ilgili olarak sorulan soruya İnşallah hatalarından vaz geçerler dedi. Arınç, Davutoğlu olsun, Babacan olsun bizim arkadaşlarımız beraber siyaset yaptık. AK Partide kalmak lider olarak Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğanın yanında durmak. Biz bu güne kadar hep yan yana durduk niye şimdi karşı karşıya geleceğiz söylüyorum onlara. İnşallah hatalarından vaz geçerler dedi.
Bunların benin fikirlerim
Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Bülent Arınç, bir Youtube kanalında KHK ile ilgili açıklamaları ile ilgili olarak şunları söyledi: Son iki gündür yayınlananlarla ilgili olarak Cumhurbaşkanımızla ki Yüksek İstişare Kurulu üyesi olarak çalıştığımdan dolayı da hiçbir şekilde bana ne bir eleştiri gelmiş, nede yüz asıklığı olmuştur. Ben bunları kendisine sorarak konuşmuyorum bunlar benim fikirlerim. Biz kendisi ile konuşurken de bazı konuları müzakere ederken de bunlar özeldir, orada kalır. Yoksa Yüksek İstişare Kurulunda oluşturulmuş net hale gelmiş fikirleri ben konuşmam. Onların mahremiyeti vardır.
TÜM KATEGORİLER