Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, 2016 yılı Ekim ayına ait sanayi üretim endeksini değerlendirdi:
2016 yılı Ekim ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %2 artmıştır. Arındırılmamış endekste artış %0,2 olarak gerçekleşmiştir. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre %3,7 artmıştır.
Ekim ayında sanayi üretimi tekrar yükselişe geçmiş ve dördüncü çeyreğe artışla başlamıştır. Dördüncü çeyrek birçok açıdan üçüncü çeyrekten daha iyi olacak ve geçtiğimiz aylarda yaşanan üretim kayıpları telafi edilmeye başlanacaktır. Bu tablonun öncü göstergeleri de gelmeye başlamıştır.
Sanayi üretimi gerek ihracat pazarlarımızdaki yaşanan gelişmelerin gerekse de iç pazarda artmaya başlayan talebin etkisiyle Ekim ayında artmıştır. Eylül ayında yaşanan gelişmeler sonrasında bazı ürünlerde talebin ve dolayısıyla bu ürünlerin imalatının sonraki aylara yansımasını bekliyorduk. Bu durum, hem Ekim ayında hem de önümüzdeki aylarda sanayi üretimine pozitif yönde etki edecektir.
Dördüncü çeyrekle başlayan büyümedeki artış 2017 yılının tamamında da etkili olacaktır. Ana ihracat pazarlarımızdaki toparlanmanın hızlanması, 2016 yılı için kötü seyreden turizm gelirlerinin 2017 yılı itibariyle tekrar artmaya başlayacak olması ve Rusya pazarına ihracat olanaklarının artıyor olması, büyümeyi özellikle de sanayi büyümesini canlandıracaktır.
Varlık barışı, teşvik sisteminin köklü şekilde yeniden geçirilmesi ve bazı mallarda kredi imkanlarının kolaylaştırılması gibi yatırımların ve üretimin önünü açmak için attığımız adımlar, iç talebin artmasına, böylelikle sanayi büyümesine daha fazla yansıyacaktır. Kredilerde, özellikle de tüketici kredilerinde başlayan artış bu açıdan önemlidir.
Dünya siyasetinde ve ekonomisinde yaşanan bazı sanayicimiz için bazı riskleri de barındırmaktadır. ABDde politikalar netleştikçe dolar kurundaki belirsizliğin kalkmaya başlayacağını göreceğiz. Yine de dolar ve Euronun hareketlerini ve bunun ihracatçılarımız üzerindeki etkilerini yakından takip ediyoruz. Döviz kurlarındaki ani artışlar öngörülebilirliği azaltarak sanayicimiz üzerinde baskı oluşturmaktadır. Fakat döviz borcu olan sanayicilerimizin döviz borcunun uzun dönemli olması, kısa vadede açık pozisyonunun çok düşük olması ve döviz ile borçlanan sanayicimizin genelde döviz geliri elde ediyor olmasından dolayı bu baskı sınırlı olacaktır.
Ülke olarak öngörülebilirliği artırmak amacıyla dış ticaretimizi daha çok yerel para birimleriyle yapma eğilimindeyiz. Böylelikle ticaret yapılan ülke dışından kaynaklanan riskler çok daha aza indirilmiş olacaktır. Bu konuda attığımız adımlar sonucunda başarı elde edilmiş ve TL ile dış ticaret %1den %6lar seviyesine çekilmiştir.
Bugün açıklanacak olan bazı tedbirler ile küresel piyasaların çalkantı içinde olduğu bir dönemde sanayicilerimizin geleceği görmelerine yardımcı olacak, bu dönemi daha rahat geçirmelerinin önünü açacak önlemleri devreye alacağız.
Türkiye bu açılanan paketlerin yanı sıra uzun dönemli büyümesi için de yapısal değişiklikleri yapmaya devam etmektedir. Üstelik bu adımları dünya ekonomisinin ciddi zorluklar yaşadığı bir dönemde cesaretle atıyoruz. Türkiye bu çalkantılı dönemin sonunda yine en karlı çıkacak ve büyümesini sürdürecek bir ülke olacaktır.
TÜM KATEGORİLER