Batı Nil Virüsüne Dikkat
Düzce Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ülkemizde hızla yayılan ve Düzcede de görülmeye başlanan Batı Nil Virüsü ve taşıyıcı Sivrisinek türlerine karşı vatandaşları uyardı.
Düzce Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamada Asya Kaplanı Sivrisineği ile Sarı Humma Sivrisineği konusunda vatandaşları uyardı. Türkiyede asıl yayılımını geçen yıl gösteren ve Batı Nil Virüsü hastalığını gündeme taşıyan Sivrisinekler konusunda bilgilendirme yapan Veteriner İşler Müdürlüğü aslen Güneydoğu Asya kökenli olan haşerelerin 2015 yılından itibaren Artvin, Rize ve Trabzon ile aynı zamanda İstanbul, Kocaeli ve Sakaryada da hızla yayıldığını belirterek şu ifadelere yer verdi: yeşil alanları dinlenme alanı olarak kullanan Sivrisinekler, kirli ve durgun sularda 12 ila 32 santigrat derece sıcaklıkta hızla çoğalmaktadır. Aslen Güneydoğu Asya kökenli Asya Kaplan Sivrisineği 2015 yılından itibaren ülkemiz Karadeniz bölgesinin Doğu-Batı yönünde rastlanmaya başlanmıştır. Özellikle 2017-2018 yıllarında Sakarya ve Kocaelinde artan vakalarda kan emme sonrası aşırı alerjik reaksiyonlar oluşturduğu ve bu reaksiyonlara bağlı oluşan yaraların uzun süre iyileşmediği tespit edilmiştir.
Sarıhumma sivrisineği olarak bilinen ve ika virüsü taşıyan tür ise 2015 yılında ülkemizde tespit edilmiştir. Ülkemizde yerleşik popülasyona geçtiği tespit edilen bu tür Kaplan sivrisineğinin aksine ev içi ya da kapalı alanlarda kan emme aktivitesi gösterdiği gözlemlenmiş ve Kaplan sivrisineği kadar agresif bir davranış biçiminde olmadığı tespit edilmiştir.
Bireysel Mücadele Büyük Önem Taşıyor
Haşerelerle yapılacak mücadele sistemi ve önemi konusunda vatandaşları uyaran Veteriner İşleri Müdürlüğü popülasyon seviyesini düşürmek için yapılacak çalışmalar hakkında da bilgi vererek yapay su dolu kaplar ve yarı yapay alanlar bu türün üreme için yumurta bıraktığı alanlar olarak göze çarpmaktadır. Bu iki türle ilgili bireysel mücadele çalışması zor olsa da alınacak küçük önlemlerle yaşanılan alanı üreme alanı olarak kullanmalarını engelleme ve popülasyon seviyesini düşürme anlamında etkili olabilir. Bu açıdan kendi ev, bahçe gibi alanlarımızda larva gelişim alanı olabilecek kapların kaldırılması (saksı altında biriken sular, eski pet şişe, kova, plastik kap ve kovalar, kullanılmayan el arabası, araç lastikleri), içi su dolu kapların uzun süre bekletilmemesi (hayvanlara içme suyu verilen kapların bir iki günde bir kez dökülerek yenilenmesi ), pencerelere sineklik kullanımın yaygınlaşması hane halkını koruma anlamında yeterli destek sağlayacaktır. Ayrıca sinek kovucu (repellent) olarak bilinen ve ticari olarak satılan ürünlerin dışarıda oturulacak ise kullanılması bireysel anlamda kendimizi ve etrafımızdakileri koruma anlamında ve vektör türle insan temasını kesme bağlamında önemlidir. Anılan tedbirler, her iki tür de pek çok hastalığın taşıyıcısı vektör türler olması sebebiyle önemlidir. Bu anlamda vatandaşlarımızın hem bireysel çabalarıyla hem de belediyemizce yapılacak mücadele çalışmaları ile popülasyon seviyeleri düşürülerek rahatsızlık ve risk seviyesi kontrol altına alınabilecektir ifadelerini kullandı.
TÜM KATEGORİLER